Türk Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Erhan Bayram uzaktan eğitim ile ilgili açıklamalarda bulunarak velileri uyardı. Bayram yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi: Bilindiği üzere ülkemizde Covid-19’la mücadele kapsamında okullarımız tatil edildikten sonra 23 Mart 2020 tarihi itibariyle uzaktan eğitim başlamıştır. Öncelikle bu konuda emeği geçen bütün Milli Eğitim çalışanlarını kutluyoruz. Çocuklarımızın bu süre zarfında derslerinden uzak kalmamaları, okullarından soğumamaları adına önemli bir adım. Ancak uzaktan eğitimin anlamından çıkartılıp farklı yerlere taşınması çocuklarımız adına tehlike oluşturmaktadır. Saatlerce televizyon, tablet ya da bilgisayar başına oturtulan çocuklar, MEB ve aileleri eliyle teknoloji bağımlısı haline getirilmektedir. Önümüzdeki günlerde bu durum birçok olumsuzluğu beraberinde getirebilir. Teknoloji bağımlılığının yaratabileceği sonuçlara ilişkin birçok bilimsel çalışmanın varlığından söz edilebilir. Elbette hastalıkla mücadele sona erecek ve normal yaşantımıza hepimiz geri döneceğiz. Bu dönüşün çocuklarımız için sağlıklı olabilmesi için veliler olarak bizlere önemli görevler düşmektedir.
3 NİSAN TARİHİ İTİBARİYLE SOKAĞA DA ÇIKAMAYACAK OLAN ÖĞRENCİLERİMİZ ÇOK CİDDİ STRESLE KARŞI KARŞIYADIR.
Değerli velilerimiz; çocuklarımızın kalbine dokunalım, onlarla oyunlar oynayalım, onlara masallar anlatalım, onlardan masallar dinleyelim. Onlarla birlikte kitap okuma saati düzenleyelim. Kaybolan çocukluk oyunlarımızı öğretelim çocuklarımıza. Onların yeteneklerini, hobilerini keşfetmeye çalışalım, onlara sorumluluk verelim; bir saksıya tohum ektirip bakımını çocuğumuza yaptıralım mesela. Hastalıkla mücadele sürecinin belki de en önemli getirisi çocuklarımızla anne babalarının birbirini gerçekten tanıması olacaktır. Evet, biliyoruz ki zorlu bir süreç ancak çocuklarımızın bu süreçten sağlıklı çıkabilmesi hem ailelerimiz hem de ülkemiz için en büyük kazanç olacaktır.
HER ŞEY İSTATİSTİK DEĞİLDİR
Hastalıkla mücadele sürecinde velilerimiz kadar MEB yetkililerine de önemli görevler düşmektedir. Doğal olarak herkes üzerine düşen görevi yapacak Millî Eğitim Bakanlığının talimatlarını öğretmenlerimize iletecektir. Ancak sırf istatistiki verileri yükseltmek amacıyla öğretmenlerimiz mesaj yağmuruna tutulmamalıdır. Okullarımızın sosyo-ekonomik düzeylerinin eşit olmadığı unutulmamalıdır. Evinde internet olmayan azımsanmayacak kadar ailemiz var bizim. Bu bakımdan Bakanlığın TV’den uzaktan eğitim programlarının takibi özendirilmelidir.
KONTROL EDİLEMEYEN PROGRAMLAR MİLLİ EĞİTİMİN TEMEL AMAÇLARI AÇISINDAN CİDDİ RİSKLER İÇERMEKTEDİR.
Çocuklar ve velilerle iletişim elbette bir şekilde sağlanmalı fakat amacı ve kapsamı belirsiz bilgisayar programlarıyla bu tür etkinlikler planlanmasının uygunluğu Bakanlık tarafından kontrol edilmelidir. Çocuklarımızın ısrarla EBA dışı platformlara yönlendirildiği bilgisi son zamanlarda tarafımıza sıkça ulaşmaktadır. Bu tarz bir yaklaşım içinde olan idareciler bundan vazgeçmelidir. Kaldı ki bu tür programlarda özel hayatın gizliğinin ihlali söz konusu olabilmektedir. Ayrıca bu tür programlarda kişisel verilerin güvenliği açısından da ciddi riskler bulunmaktadır.
ÖĞRETMENLER DİJİTAL PLATFORMDA YARIŞ ATINA DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR
MEB süreci yönetirken nitelikten daha çok nicel verileri dikkate alarak EBA kullanım süresi vb. istatistik verileriyle okul müdürlerini baskılamaktadır. Bunun bir yansıması olarak okul müdürleri de Öğretenlere liste atıp siz EBA’ yı şu kadar kullanmışsınız. Siz şöyle yapmıyorsunuz onlar yapıyor gibi kıyaslamalarla öğretmenleri stres içerisine sokmaktadır. MEB’in bu yaklaşımının gerçeklikten uzak olduğu söylenebilir. Velileri arayıp evde internet var mı, tableti ve bilgisayarı olan kimler diye sormak yerine onlardan dersi izliyor musunuz diye resim istemek, onları paylaşmak, insanları sık boğaz etmek, senin öğrencilerin EBA’yı kullanmamış, sen hiç EBA’dan ödev vermemişsin, bak o “ZOOM” programını kullanıyor, sen niye kullanmıyorsun gibi yaklaşımlar öğretmenlerin de motivasyonunu düşürmektedir.
MEB’in bu yaptığının reklamdan ileri gitmeyeceğini dile getirmeliyiz. Birebir göz göze yüz yüzeyken verilemeyen şeylerin bunca travmatik ortamda uzaktan, online araçlarla verilmesi çok da mümkün gözükmemektedir. Keşke, çocuklar mutlu mu? Çocuklar evde hangi ortamda? Bunları sorgulayabilsek. Aile ile geçirilecek vakit, aile ile oynanacak oyun asla akademik bilginin yerini tutamaz. Çocukları gerçekten biraz rahat mı bıraksak? Her yerde canlı yayınlar her yerde “ZOOM” dersleri. Çocukları teknoloji bağımlısı yapmak kimseye fayda sağlamaz. Uzaktan eğitim çocuklarımız için vardır; İdarecilerimizi, çocuklarımızı ve öğretmenlerimizi yarıştırmak için değil! dedi.